Welcome to Turkey!
The starting point was Istanbul, the beauty at Bosporus.
Türkiye'ye hoşbulduk!
İstanbul'un güzellikle maceramızı balşadık.
To get to Canakkale where the running route started...
Çanakkale'ye gelmek için...
... we had to get squashed into the taxi.
... taksinin içinde kendimizi sıkmalıydık.
And then into the bus.
Ve sonra otobüsün içinde.
And finally onto the ferry.
Ve sonunda vapurun içinde.
And off we go to the first meeting.
Birinci toplantıya koşuyoruz.
The kids greeted us entusiastically.
Çocuklar bize hemen beklediler.
They obviously did some research about the true origin of our Turkish Peace Run coordinator.
Aslında bizim Barış Koşusu koordinatörünün ülkesi hakkında bilgi buldu.
And they sang a song for us even if they won the country guessing game.
Ve bizen sonra çocuklar da bize bir şarkı söyledi.
A moment of soulful silence.
Ruhsal sessizliğin anı.
Smiling director of the Barbaros school.
Gülümseyen Barbaros okulunun müdürü.
Thank you "Barbaros Hayrettin Pasa Ilkogretim Okulu" for the warm greeting!
Barbaros Hayrettin Paşa İÖO'ndan çok memnun olduk.
On the way to the next meeting in Kepez, Yaprak and Serkan, joined us.
Sonraki toplantıya giderken, Kepezdeki Yaprak ve Serkan bize katıldı.
The pupils in the next school were also eager to meet us.
Buradaki çocuklar de bize çok beklediler.
It is so easy to find peace when you know where to look.
Nerede aramak bilerseniz, barış kolay bulabilirsiniz.
Mr Adnan Kose, vice mayor of the town Kepez, holding the torch.
Barış Meşalesini tutan Kepez Belediyesi Başkanın Yardımcısı Adnan Köse.
It is truly heartwarming when the school director and all the students take together a few steps for peace.
Barış için öğretmenler çocuklar beraber ile birkaç adım yaptığından kalbimiz hoşlanıyor.
And one more photo...
Başka bir foto...
We appreciate your eagerness to participate in the run.
Gayretinizi takir ediyoruz.
Thank you "Kepez Mehmet Akif Ersoy" for the warm welcome!
Kepez Mehmet Akif Ersoy okuluna teşekkürlerimiz gidiyor.
Mr Adnan Kose carried the torch from school ...
Adnan Bey meşaleyi okuldan taşındı.
And in a peace park we planted the Peace Tree...
Ve barış parkında Barış Ağacını beraber diktik.
... with a huge plaque! We're sure it will remind people of peace for ages now.
Ne büyük bir plaket! Eminiz ki bu plaket insanlara barışı hatırlatacak.
Thank you Kepez for your enthusiastic welcome!
Heyecanlı karşılama için teşekkür ederiz.
We barely got out of the town...
Şehirden çıktık.
... when the sky opened its gate ...
Ve hemen şimdi gök onun kapısını açtı.
... and poured on us its blessing.
Ve bize onun iyiliğini döktü.
"Running in the rain!? What an idea!"
'Yağmurda koşma? Ne garip bir fikir!'
"This is how I like it."
'Ben böyle bunu seviyorum.'
"Take me with you!"
'Sizinle beni al!'
A spontaneous run with the torch approaching our next destination - Kumkale.
Kumkale'ye gelerek birkaç cocuklar grubumuza katıldı.
All sorts of beings took part in this town.
Ya da başka kentin oturanları bize katıldı.
In Kumkale we also got the chance to present the Peace Run.
Kumkale'de de Barış Koşusunu insanlara ve çocuklara takdim edebilirdik.
Even if it is sometimes hard to understand ...
Ama bazen bizi anlayış güçlüydü.
... it is so easy to feel.
Hissetme daha kolay.
A very high five.
Çok yüksek bir çakma.
Thank you "Kumkale 100. Yil Ilkokulu" for an ethusiastic welcome!
Kumkale 100. Yıl İlkokulu'nun katılmak için teşekkür ediyoruz.
Hurray! Lunch!
Öğle yemeği, sonunda, harika!
Ayran and cheese sandwich, yammi!
Ayran ve kaşarlı tost, yammm.
In the meantime...where is Troy? The map says "Unnamed road".
Bu arada, Troia nerede? Haritamız, 'isimsiz yol' diyor.
After the heavy rain it got hot again. We found a nice shelter where ...
Yağmurdan sonra çok sıcak yine oldu. Güzel bir sığınak bulabilirdik.
... ayran tastes the best.
Şurada ayran en lezzetli idi.
So, where are you hiding, Troy?
Böyle, Troia, neredesin? Nerede saklıyorsun?
Thanks to the police help we found it.
Jandarma iyi ki bizim için yol buldu.
Mr Mustafa Kemal Cankurtaran, manager of the Troy Museum...
Troia Örenyeri'nin müdürü Mustafa Kemal Cankurtaran,
... greeted us at a replica of the Troyan horse.
Troi Atı kopyasının altında bize bekledi.
And gave us an interesting tour through the remnants...
Ve bize ilginç bir gezi verdi.
... of what once upon a time used to be a proud city.
Çok eskiden Troia önemli bir şehir idi.
According to Homer, the Earth-Goddess, Gaia, was complaining about the overpopulation of Troy.
Homer'e göre, Yerküre-Mabudu Gaia, Troia'nin nüfüsünün fazlalığını şikayet etti.
That is why Zeus had to find a way to start a war. And he came up with a cunning idea. He appeared before Leda as a swan and shortly after that she gave birth to a beautiful girl, Helena.
Bundan dolayı, Zeus savaş başlamalıydı. Ve akıllı bir fikir düşündü. Leda Hanımın önünde kuğu olarak gözüktü ve biraz sonra o güzel kızı vardı - Helena.
Helena's dazzling beauty became the reason for what at first seemed to be just a small diplomatic disagreement between Troy and Sparta ...
Ve Helena'nın güzelliği, Troia ve Saprta arasında birinci bir kavga oldu.
... but eventually caused the war.
Bu küçük bir şey gibi göründü, ama sonunda savaşın sebebi oldu.
And ended with complete destruction of the city.
Ve bunun sonunda tüm şehir yok edilmiş.
No wonder that the archeologists had a hard job to find the ruins.
Arkeoloklar bu şehiri çok uzun zaman süre arıyordu.
Rest in peace, Troy!
Troia, huzurlu dinlen.
Our always-helping police escort.
Bizim her-zaman-yardım-eden jandarma kavalyesi.
Today's last meeting took place in the village of Pinarbasi.
Bugündeki en son toplantı Pınarbaşı köyünde idi.
The mayor of the village, Mr Ilhan Ozkan, gave us a warm welcome.
Muhtar İlhan Özkan bizi iyi karşıladı.
He appreciated the idea of the run confirming that we are all like one family.
Barış Koşusu'nun fikri, dünya büyük bir aile olmayı çok sevdi.
His friends didn't hesitate to take part...
Arkadaşları bize erken de katıldı.
... and offered an obligatory cup, actually a glass of tea.
Bir bardak çay her zaman her kesi neşelendirir.
And almost everybody asked for the second glass.
Ve hemen hemen hepimiz ikinci içtik.
Delicious tomatoes. This province is famous for them.
Lezzetli domatesler. Bu il (Çanakkale) domateslerden meşgul.
Last kilometers of the day lead through ...
Son kilometreler.
... a moonlike landscape ...
Ay gibi bir toprak.
... a futuristic landscape ...
Fütürist manzarası.
... among the olive trees.
Ve zeytin ağaçları.
We finally finished in Geyikli.
Sonunda, Geyikli'de bittik.
After all that heavy rain and blazing sun we got the chance to jump into the Aegean Sea. What an amazing day!
Büyük yağmur ve güçlü güneşten sonra Ege Denizde yüzebilirdik. Ne güzel bir gün!
Torch carried by Anna Khimchinskaia(Russia),
Apaguha Vesely(Czech Republic),
Berna Kayacık(Turkey),
Devarupi Buczkowska(Poland),
Dzhanara Niazova(Kyrgyzstan),
Martina Šimoníková(Czech Republic),
Milan Javornický(Czech Republic),
Mustafa Kayacık(Turkey),
Natalia Soldatova(Russia),
Ondřej Mocný(Czech Republic),
Veljko Antic(Serbia),
Vladyslav Bilokryl(Ukraine).
Photographers
Apaguha Vesely,
Veljko Antic
The torch has travelled
63.0 km
from Çanakkale to Geyikli.